1. karşılıklı içtiğin çay, ettiğin sıcak sohbet; bacağına kafanı koyup güvende ve mutlu olduğunu hissederek uyuduğun uyku, dünyadaki bütün güzellikleri sollar. annelerin değerini zamanında bilin, daha sonra geç kalmış olabilirsiniz.
  2. iki gündür benimle garip şekilde konuşmuyor. bir tabak kendime, bir tabak ona koyup çağırıyorum mutfağa tabağını alıp salona gidiyor. yemek yerken ağladım resmen geçmedi boğazımdan. hiçbir zaman istediği kalıba giremiyorum. ah be anne.
  3. bana olan sevgisini bir toz zerresi kadar dahi göstermiş olsaydı o kadar güçlü bir insana dönüşürdüm ki. içinde saklıyor, öyle görmüş çünkü. bununka birlikte, sevgiyi içselleştiremeyince sevgiyi yansıtamıyormuşsun da. ondan öğrendim bunu. ben de ona doğru mu evriliyorum bilmiyorum ancak umarım böyle bir şey mümkün olmaz.

    çünkü şu yeryüzünde en ufak bir canlının dahi sevgiye ihtyacı var biliyor musun anne? ama çok geç, çok oldu ben büyüyeli. yine de benim çocukluk kahramanımsın. güçlü kadındın, hala öylesin. bunu sevgini, duygularını törpüleyerek yapmış olabilirsin. çok şey yaşadın, çok kötü şey. artık durulmanın vakti geldi de geçiyor, nehrin fırtınasız, usul usul aksın.